top of page

Ahlak, Arapça ‘hulk’ kelimesinin çoÄŸuludur. Hulk kelimesi huy, yaratılış, seciye, adet, alışkanlık anlamlarına gelir. Terim olarak ise toplumu oluÅŸturan bireylerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleridir. Aynı zamanda bu davranışların temelini araÅŸtıran bilgi dalına da ahlak denmektedir.

Ahlak, iyi ve kötüyü inceleyen, kaynağını da töre ve geleneklerden almayı amaç edinen bilim dalıdır. Ahlakın amacı, insanlara dünya ve ahiret mutluluÄŸu kazandırmaktır. Ahlakın konusu insanın iyi ve kötü bütün davranışlarıdır. Yeryüzünde kültürsüz bir toplum olmadığı için, birlikte yaÅŸayan insanlar bu tür deÄŸerlere sürekli muhtaçtırlar. Bu deÄŸerler toplumları ayakta tutan, ona ruh ve ÅŸekil veren deÄŸerlerdir.

İnsanlar düzeyleri ne olursa olsun toplum halinde yaÅŸamak zorundadırlar. Çünkü doÄŸal ihtiyaçlarını gidermek, ortak güvenliklerini saÄŸlamak ve yaÅŸamı daha anlamlı bir hale getirmek için iÅŸbirliÄŸi yapmaları gerekir. Bu iÅŸbirliÄŸini saÄŸlamak için, sosyal iliÅŸki içerisine girerler. Bu iliÅŸkilerin düzenli ve olumlu olması için bazı kurallara ihtiyaç vardır. Bu kuralları da insanlara din, ahlak ve hukuk saÄŸlar. Hırsızlık yapmak dinde haram, ahlak bakımından kötü, hukuk bakımından da suç sayılır. Hem ahlak hem de dinin hedefi insan davranışlarını iyiye, güzele, doÄŸru ve yararlı olana yönlendirmektir.

Bu, kaynağı büyük ölçüde din olan ahlakın toplum yaÅŸamında oynadığı rolü göstermektedir. Dine dayanmayan ahlak anlayışlarının yaÅŸaması zordur. Ahlakın en büyük dayanağı Allah’ın ahiret gününde insanları hesaba çekeceÄŸine ve yaptıkları davranışlara göre ödül veya ceza vereceÄŸine dair inançtır. Bu inancın manevi yaptırımları olmadan ahlaki ilkelerin iÅŸlemesi mümkün deÄŸildir. Dinî duyguların zayıfladığı yerde ahlakın da zayıfladığı görülmektedir. Maddî yaptırımlar insanları ahlaklı davranmaya zorlayamamaktadırlar. 
Her din, bir dünya görüÅŸü yanında aynı zamanda bir ahlak anlayışı da getirmiÅŸtir. Büyük ilahi dinlerde bu açıkça görülmektedir. Bu dinlere inananların yaÅŸantıları kendilerine özgü ahlak anlayışlarından etkilenerek ÅŸekillenmiÅŸtir. Çünkü hem dinler hem de ahlak anlayışları insanların neleri yapması ve nelerden de kaçınması gerektiÄŸine iliÅŸkin prensipler içerirler. İnsan, baÅŸkaları ile birlikte barış ve kardeÅŸlik içinde yaÅŸamayı ahlak ve dine önem vererek baÅŸarabilir.

İslam ahlakının temeli de İslam dinidir.İslamın iki önemli kaynağı olan Kur’anı Kerim ve Peygamberimizin sünneti islam ahlakının temelini oluÅŸturur. Peygamberimizin hadislerinde “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” ve “sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır” buyurulmuÅŸtur.


Åžu ayetler İslam’daki din-ahlak iliÅŸkisini gösteren güzel örneklerdir;

“DoÄŸrusu size Allah’tan bir nur ve apaçık bir Kitap gelmiÅŸtir. Allah, rızasını isteyenleri onunla mutluluk yollarına eriÅŸtirir ve onları izni ile karanlıklardan aydınlıklara çıkarır. Onları doÄŸru yola iletir” (Maide 15-16)

“İşte bu Kur’an, indirdiÄŸimiz feyz kaynağı bir kitaptır. Artık buna uyun ve kötülüklerden kaçının. Böylece esirgenmiÅŸ olursunuz.” (En'am 155)

Atatürk’ün de ahlak anlayışı ulusumuzun birlik ve beraberliÄŸini saÄŸlamlaÅŸtıracak ve geliÅŸtirecek doÄŸrultudadır. O bir sözünde “Hiç bir ulus yoktur ki, ahlak temellerine dayanmadan yükselsin ” demiÅŸtir.

İnsan kiÅŸisel çıkarları ve bencilliÄŸi yüzünden, baÅŸkalarının haklarına saldırmaktan geri durmaz. Bu yüzden toplumsal yaÅŸamın, düzenli bir ÅŸekilde sürmesi için, kiÅŸilerin aşırı arzu ve isteklerinin önüne geçecek, onu ölçülü ve dengeli bir duruma getirecek deÄŸerlere ihtiyaç vardır. Bu deÄŸerler ile insanın suç iÅŸlemesinin önüne geçilir ve iyiye yönlendirilir. Sonuç olarak din ve ahlak, insanlar arasında paylaşılan ortak deÄŸerleri artıran yararlı ve birleÅŸtirici unsurlardır. Çünkü her ikisinin de ortak amacı insanlara iki dünya mutluluÄŸu saÄŸlamaktır.

Anlatım: Dr. Mustafa Akman

bottom of page